Deniz gezmiş, Mahir çayan kavgası nedir? Kızıldere olayı ayrıntıları!
Deniz gezmiş, Mahir çayan kavgası nedir? Kızıldere olayı ayrıntıları!
1972 yılının soğuk bir Mart ayında, Türkiye'nin siyasi tarihinde önemli bir dönüm noktası yaşandı. Kızıldere Olayı, ülkenin siyasi ve sosyal yapısını derinden sarsan bir eylemdi. Bu olay, Mahir Çayan ve arkadaşlarının, Ünye Radar Üssünde çalışan üç NATO teknisyenini kaçırmasıyla başladı.
Kaçırılan teknisyenler; Kanadalı John Law ve İngiliz vatandaşları Gordon Banner ile Charles Turner'dı. Bu eylem, onların İstanbul Kartal Askerî Cezaevinden kaçışlarından kısa bir süre sonra gerçekleşti ve Türkiye'nin dört bir yanında geniş çaplı aramaların yapılmasına neden oldu.
Çayan ve arkadaşları, ölüm cezasına çarptırılan diğer devrimci gençler için af talep eden bir bildiri yayınladılar. Bildiride, taleplerinin yerine getirilmemesi durumunda kaçırılan teknisyenlerin hayatlarının tehlikede olacağı belirtiliyordu. Bu, dönemin siyasi atmosferinde büyük bir gerilime yol açtı ve hükümet ile militanlar arasında bir mücadeleye dönüştü.
Olayın sonu, trajik bir şekilde sonuçlandı. 30 Mart 1972'de, Tokat'ın Niksar ilçesine bağlı Kızıldere köyünde yapılan bir operasyonla, Mahir Çayan ve arkadaşları ile kaçırılan NATO teknisyenleri hayatlarını kaybettiler. Bu operasyon, Türkiye'nin yakın tarihindeki en kanlı çatışmalardan biri olarak kayıtlara geçti. Olayda toplam 13 kişi yaşamını yitirdi ve bir kişi yaralandı.
Kızıldere Olayı, Türkiye'nin 70'li yıllardaki siyasi çalkantılarının bir yansımasıydı. Bu olay, hem Türkiye'de hem de uluslararası alanda büyük yankı uyandırdı ve birçok tartışmayı beraberinde getirdi. Olayın ardından, Türkiye'nin siyasi yapısında ve güvenlik politikalarında önemli değişiklikler yapıldı. Ayrıca, bu olay, Türkiye'deki radikal sol hareketlerin ve devletin karşı karşıya geldiği en şiddetli çatışmalardan biri olarak tarihe geçti.
Batuhan Kenan korkmaz
Kızıldere Olayı, bugün bile Türkiye'nin siyasi tarihinde tartışılan ve üzerinde durulan bir konudur. Olayın üzerinden geçen yıllara rağmen, yaşananlar ve sonuçları hala güncelliğini korumaktadır. Bu olay, Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde yaşanan zorlukların ve mücadelelerin bir simgesi olarak anılmaktadır.
