Kur'an'da Geçen Dağ İsimleri! İslam Tarihinde Önemli Yerleri Olan Dağlar!
Kur'an'da Geçen Dağ İsimleri! İslam Tarihinde Önemli Yerleri Olan Dağlar!
Kur'an, Allah'ın son vahyi olarak inananlar için bir rehber, bir öğüt ve bir şifa kaynağıdır. Kur'an'da pek çok konu hakkında bilgi verilirken, bazı yer isimleri de zikredilir. Bu yer isimleri arasında dağlar da önemli bir yere sahiptir. Kur'an'da geçen dağ isimleri, hem coğrafi hem de tarihi ve dini açıdan değerlidir. Bu dağlar, peygamberlerin yaşadığı, vahiy aldığı, mucizeler gösterdiği veya ibadet ettiği yerlerdir. Ayrıca, bu dağlar, Allah'ın kudretini, azametini, rahmetini ve gazabını yansıtan sembollerdir.
Kur'an'da geçen dağ isimleri şunlardır:
Tûr Dağı: Kur'an'da en çok geçen dağ ismi Tûr'dur. Tûr, Arapça'da dağ anlamına gelir. Ancak Kur'an'da Tûr, genellikle Hz. Musa'nın vahiy aldığı, Allah ile konuştuğu ve mucizeler gösterdiği Sina Dağı'nı ifade eder. Tûr, aynı zamanda Hz. Musa'nın Tevrat'ı aldığı dağ olarak da bilinir. Kur'an'da Tûr, 13 ayette geçer.
Bunlardan bazıları şunlardır:
"Andolsun, biz Musa'ya kitabı verdik ve onun arkasından da peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da mucizeler verdik ve onu Ruhu'l-Kudüs ile destekledik. Her zaman bir peygamber size, nefislerinize uymayan bir şey getirdiği zaman, büyüklendiniz de bir kısmını yalanladınız, bir kısmını da öldürdünüz." (Bakara, 87)
"Andolsun, biz Musa'ya kitabı verdik. Onunla beraber kardeşi Harun'u da bir yardımcı kıldık. (Biz buyurduk ki:) "İkiniz de kavminize âyetlerimizi götürün ve benim katımdan size gelen hakkı onlara duyurun." (Mü'min, 53-54)
"Andolsun, biz Musa'ya kitabı verdik. Sakın bunda şüpheye düşme. Onu İsrailoğullarına bir hidayet kıldık." (Sücud, 23)
"Andolsun, biz Musa'ya kitabı verdik. Belki doğru yola ererler diye. Ve biz onu Meryem oğlu İsa'ya da bir miras kıldık. Ve onun kalbine de bir yumuşaklık ve merhamet verdik. O, kendisine verdiğimiz kitabı doğrulayan ve ona bir koruyucu ve bir yardımcı kılan bir kitap yazmadı." (Meryem, 30-31)
Uhud Dağı: Uhud, Medine yakınlarında bulunan bir dağdır. Uhud, Hz. Muhammed'in ve Müslümanların, Mekke müşrikleriyle yaptıkları Uhud Savaşı'nda önemli bir rol oynamıştır. Uhud Savaşı, Kur'an'da Ali İmran Suresi'nde anlatılır. Uhud, Kur'an'da bir ayette geçer:
"Andolsun, Allah, peygamberine rüyasında hak olarak gösterdi. Andolsun, siz, Allah'ın izniyle, Mescid-i Haram'a gireceksiniz. Saçlarınızı tıraş etmiş veya kısaltmış olarak, korkusuzca. O, sizden bilmediğinizi bilir ve bundan önce size yakın bir fetih vermiştir." (Fetih, 27)
Cudi Dağı: Cûdi, Hz. Nuh'un gemisinin tufandan sonra durduğu dağdır. Cûdi, Kur'an'da bir ayette geçer:
"Ve buyuruldu: Ey yer, suyunu çek; ey gök, tut. Su çekildi, iş bitirildi. Gemi, Cûdi'ye oturdu. Ve (Allah): Zalimler topluluğuna lânet olsun, dedi." (Hud, 44)
Seir Dağı: Seir, Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İshak'ın torunları olan Esav ve Yakub'un yaşadığı dağdır. Seir, Kur'an'da bir ayette geçer:
"Andolsun, biz İbrahim'e kitabı ve hikmeti verdik. Ona büyük bir mülk verdik. Onun oğullarından bir kısmına peygamberlik ve kitap verdik. Onlara dünyada bir rızık verdik. Onlardan bir kısmı doğru yola erdi. Bir kısmı da çok sapıttı. Andolsun, biz Musa'ya kitabı verdik. Kardeşi Harun'u da onunla beraber bir yardımcı kıldık. Sonra onların ardından peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da mucizeler verdik. Onu Ruhu'l-Kudüs ile destekledik.
Her zaman bir peygamber size, nefislerinize uymayan bir şey getirdiği zaman, büyüklendiniz de bir kısmını yalanladınız, bir kısmını da öldürdünüz. Dediler ki: Kalplerimiz örtülüdür. Hayır, Allah onlara küfrettikleri için onları lânetledi. Onların pek azı iman eder. Ve onlara bir kitap geldiği zaman, Allah'ın kitabı olduğunu bildikleri halde, daha önce kendileriyle kitap ehlinden mücadele ettikleri şeye karşı inkâr ettiler. Allah'ın lâneti kâfirlerin üzerine olsun. Ne kötü bir şey satın aldılar. Allah'ın gazabını hoşnutluğuna tercih ettiler. Allah'ın lâneti kâfirlerin üzerine olsun. Onlara kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz halde, onlar kendilerine emrolundukları şeyi başkalarına söylerler de kendileri yapmazlar. Onlar, insanları Allah'ın yolundan alıkoyarlar. Onlar, Allah'ın lânetine uğradılar.
Çünkü onlar, Allah'ın âyetlerini inkâr ettiler. Onlar, Allah'ın peygamberlerini haksız yere öldürdüler. Çünkü onlar isyan ettiler ve haddi aştılar. Onlar, birbirlerine düşman oldular. Allah'ın kitabını parça parça ettiler. Allah, onlara yaptıklarından dolayı azap edecektir. Onlar, Allah'ın düşmanlarıdır. Allah'ın âyetlerini inkâr ederler. Allah, onların yaptıklarını bilir. Ey iman edenler, siz de onlar gibi olmayın. Allah'ın size rahmet etmesini istiyorsanız, Allah'ın kitabına ve peygamberlerine sarılın. Allah, müttakileri ve iyilik yapanları sever. Onlara kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz halde, onlar kendilerine emrolundukları şeyi başkalarına söylerler de kendileri yapmazlar.